Tabular
yıkılırken büyük gürültüler kopar. İnsanlık tarihi boyunca gerçekleştirilen
hiçbir devrim sancısız olmamıştır. Kimi zaman yapılan devrimler büyük oranda
insan kaybına yol açmıştır. Devrimler gerçekleştikten sonra uzun yıllar o
devrime muhalefet ve mukavemet eden Eski
köhnemişliğe özlem duyan gerici bağnaz gruplar hep olmuştur. Bundan dolayı
devrimler, tabuların yıkılması hep sancılı ve gürültülü olmuştur.
Bu
söylediklerimiz Fenerbahçe içinde aynen geçerli. Fenerbahçe'de bir devrim süreci
başladı. İlk etapta geçmişin köhnemiş zihniyetinin Yıkılmasından dolayı
Fenerbahçe toplumunun kahir ekseriyeti bundan büyük memnuniyet duydu, hatta
bayram etti. Ancak zaman geçtikçe o bayram eden kişi veya grupların arasında
dahi homurdanmaya başlayanlar oldu. Neden transfer yapılmıyor, neden yıldız
futbolcu gelmiyor gibisinden Fenerbahçe Başkanı Sn.Ali Koç kongre
sürecinde bir taraftarın yönelttiği soru üzerine "Sen benim hayal ettiğim
Fenerbahçeyi anlayamamışsın" tabirini kullanmıştı. Başkan Ali Koç da o zaman başkan seçildiği takdirde söylediği o
sözlerle Fenerbahçe'de bir devrim yapacağının çürümüş, kokuşmuş tabuları
yıkacağının mesajlarını vermişti. Peki, Sn.Ali Koç'un yapmak istediği devrim
neydi?
Çok basit iki kelime : FELSEFE
DEVRİMİ. Dünyada istikrarlı, tarihsel bir felsefeye sahip olan kişi, toplum ve
kurumlar her daim orta ve uzun vadeli başarılara, mutluluklara Ulaşırlar.
Herhangi bir tarihsel felsefeden yoksun kişi, toplum ve kurumlar ise anlık
günlük reaksiyonlara göre yaşar o anın getirdiği küçük mutluluklarla yetinir, lakin
orta ve uzun vadede büyük hayal kırıkları yaşar. Çünkü hiçbir geleneksel ve
tarihsel zemine oturmayan reaksiyonel anlayışların akıbeti orta ve uzun
vadede her daim yok olmak ve peşinden sürüklenen toplumları büyük hayal
kırıklarına uğratmak olmuştur. Siyaset biliminde bunun en bariz örnekleri
Avrupa'daki Hitler, Musolini ve demir perde zihniyetleridir. Bu çürümüş sapkın
zihniyetler tarihsel Ve bilimsel bir felsefi zemine oturmayıp, toplumların
o anki içerisinde bulundukları durumdan yararlanarak ortaya çıkmış tepkisel
akımlar oldukları için, onun yanlısı olan birey ve kitlelere belli bir zaman
dilimi içerisinde haz vermiş ancak orta ve uzun vadede bu anlayışların sonu
Yıkımla neticelenince, o toplumlar için büyük bir hayal kırıklığı, onarılamaz
hasarlar ortaya çıkarmıştır. Buradan hareketle sporda ve Futbolda da durum
hayatın ve siyasetin kendisinden bağımsız değildir.
Günümüz futbolunda anlayışlarını
tarihsel bir zemini olan felsefe üzerine Kuran
Barcelona,Real Madrid,Bayern Münih gibi kulüpler her açıdan zirvede bulunurken,
Fenerbahçe, Milan, İnter gibi kulüpler anlık, günlük popülist reaksiyonlar
üzerinden hareket ettikleri için geldikleri nokta ortadadır. İşte Sn. Ali
Koç'un Fenerbahçe'de yapmak istediği Tek
ve en büyük devrim budur. Fenerbahçe’yi anlık tepkisel reflekslerden kurtarıp, tarihsel
ve bilimsel derinliği olan istikrarlı bir felsefeye göre yeniden kurmak ve
yapılandırmak istiyor. Özellikle futbolda gerçekleştirmek istediği felsefi
devrim her alanda güçlü ve başarılı insan Kaynakları modeliyle güçlü bir
kurumsal yapı oluşturmak, futbol takımında alt yapıdan A takıma kadar
gelenekleri ve tarihsel bir temeli olan istikrarlı bir futbol felsefesi
oluşturmak. Bunu başardığı anda Fenerbahçe 7-8 yıl zarfında çok açık söylüyorum
Barcelona, Real Madrid ve Bayern Münih üçlüsünün yanına dördüncü bir dev
olarak kendisini dahil edecektir. Peki Ali Koç Felsefe Devrimi adı altında ne
yapmak istiyor ve bugüne kadar hangi adımları attı. Bir kere temeli Barcelona
olan ancak asla taklitçi olmayan bir felsefi modeli inşa etmeye çalışacağı
Artık aşikar. Ancak biraz önce belirttiğim
gibi salt Barcelona kopyalayarak oluşturulmuş bir felsefi model olmayacak bu. Şöyle
söyleyelim; Karl Marx'ın Diyalektik kuramı temel alınarak yani
Tez+Antitez=Sentez anlayışı üzerine dayalı bir futbol felsefesi oluşturacak.
Bunun için bugüne kadar hangi adımları attı.
Evvela
Arsenal'den itibaren dünya futbol piyasasına sunduğu süper yetenekleri keşfetmesiyle
bilinen scouting dehası, akademi kurma uzmanı Comolli'yi Futbol
organizasyonunun başına getirdi. Daha sonra gerek Barcelona kültüründen Gerekse
Hollanda total futbol kültüründen gelen Teknik Direktörlük kariyerinde de bu
kültürlerin üzerine geçiş hücumlarını veya popüler tabirle gegen presi ekleyen
Philip Cocu'yu takımın başına getirdi. Philip Cocu belki zorunluluktan veya
kulübün isteklerinden dolayı PSV'de bu yola başvurmuşsa da Fenerbahçe'ye
bir felsefe inşa etme şartıyla geldiği için salt kazanma odaklı bir takım
oluşturmak yerine Sn. Ali Koç'un çizdiği hedef doğrultusunda felsefe odaklı bir
takım oluşturmaya geldi. Futbolculuk ve Antrenörlük kariyerindeki edindiği
kültür ve Yaptıkları bunu başarabileceğinin en büyük referansı
olacaktır.
Daha sonra Alt yapının başına Barcelona, La Masia çıkışlı David
Badia getirildi. Kimi insanlar David Badia'nın çok şatafatlı bir kariyere sahip
olmamasından dolayı buna itiraz ettiler. Lakin bu insanlar şunu anlamalı
Sn. Ali Koç altyapının başına aslen bir kişi getirmedi. Bir felsefenin
temsilcisini getirdi. İşe felsefe odaklı bakmak yerine kişi odaklı bakmış
olsaydı gider bastırır parayı futbolcu fabrikası Flamengo takımının alt yapı
direktörü ve bütün antrenörlerini alır getirirdi. Ancak bu kulüplerin
çoğunda harika futbolcular yetiştirilse de bir felsefe temelinde
yetiştirilmiyorlar. Bireysel yetenekleri baz alınıp yetiştirilip A takıma
alınıp daha sonra yüksek fiyatlara Avrupa takımlarına satıyorlar. Ancak
Barcelona'da oyuncular her açıdan bir felsefe Temelinde
yetiştiriliyorlar. Hem futbol, hem de yaşam felsefesi üzerine eğitimlerini
alıyorlar. Bütün bu anlattıklarımız'dan ve bugüne değin atılan adımlardan yola
çıkarsak Sn. Ali Koç Karl Marx'ın Diyalektik kuramı temelinde Barcelona
kültürünü Tez kabul ederek, bu kültüre karşı Ortaya çıkan geçiş oyunu
yahut gegen pres felsefesini Anti Tez olarak ele alarak bu ikisinin
Diyalektiğinden ortaya yeni bir sentez çıkmasını istiyor. A takım bazında
tekraren söylüyorum Philip Cocu bu iş için biçilmiş bir kaftan. Bu Diyalektiği
oluşturarak Barcelona felsefesi + gegen pres
felsefesinden mutlaka bir sentez yaratacaktır. Dediğim gibi futbolculuk dönemi
içinden çıktığı kültür ve Teknik Direktörlük kariyerinde yaptıkları bunu
başarabileceğine dair bizlere ışık tutuyor. Ancak şimdiden belirteyim bu
oldukça zor Ve meşakkatli bir süreç olacak. Hem Sn.
Ali Koç için, hem Philip Cocu için. Öncelikli olarak futbolda tez + Antitez
üzerinden senteze ulaşmak öyle bugünden yarına olabilecek bir şey değil. Herşeyden
evvel bir Geleneksel felsefeye sahip olmak bir anda yapılabilecek Birşey
değil. İkinci olarak da 12 Eylül faşizminden bu yana popüler kültüre, anı
tüketmeye, reaksiyonel bir yaşam anlayışıyla hareket eden bir toplum yapısı
içerinde bunları rahatça, sıkıntısız bir şekilde sabırla uygulamak hiç kolay
olmayacak. Ben felsefe melsefe anlamam, bana yıldız futbolcu getirin, ne
felsefesiymiş, Fatih Terimi, Şenol Güneş’i madara edin şampiyon olun, Hatice'ye
değil neticeye bakarım diyenler fazlasıyla olacaktır. İşte burada Sn. Ali Koç
devrimci bir lider ve Fenerbahçe sevdalısı olduğunu ortaya koyup dirayet
gösterecek, çıktığı yoldan Asla
dönmeyecek,3 yıl sonra ben bunu kaldıramam diyip gitmeyecek. 6 yıl Allah ömür
verirse çok sevdiği Fenerbahçesi için sabredip 6 yıl sonunda alt yapıdan A
takıma kadar hep aynı anlayışı benimsemiş, Fenerbahçe'yi dünya futbolunda bir
futbol felsefesi olan 4-5 kulüpten birisi Yapıp
çok sevdiği ailesinin ve işlerinin başına dönmelidir. Ancak tekrar söylüyorum
topluma, popülizm'in birer kölesi haline getirilmiş kitlelere hiç kulak asmadan
yapacaklarını tamamlamadan gitmemelidir. Bunu yaptığı anda Fenerbahçe 7-8
içerisinde Avrupa devlerinden biri olacaktır Son söz olarak bütün
Fenerbahçelilerin bilmesi gereken şey, Ali Koç kendi tabiriyle Fenerbahçe'ye
şampiyonluk kazandırmak, şatafatlı transferler yapmak için başkan olmadı. Fenerbahçe'ye
dünya çapında kalıcı,g eleneksel bir Felsefe kazandırmak için başkan oldu. Sihirli
sözcük "FELSEFE"
SALTUK BUĞRA ERDEM
Yorum Gönderme